13 Ağustos 2014 Çarşamba

Çaresizliğin Senfonisi


Eve geç gelmiştim.Yorgun,sıkıcı ve sıcak bir günün sonunda iyi bir duşu hak ettiğimi düşünüyordum.
Tabi bilgisayarı actıktan sonra.Birden ne mi oldu? Emın ol bende bilmiyorum."Sevgilim var artık"yazıyordu.İnanmadım, inanamadım.
Daha düne kadar yüzüme karşı aşkım diyemiyordun, o kadar aptaldın ki sevdiğini bile söyliyemiyordun!
Sırılsıklam aşık iken .Bunu da arkadaşlarından öğrenmiştim ya zaten.Lanet olasıcalar.
Gözlerim doldu mu dolmadı mı pek bişey anlamadım.Hissetmek istemediğim her şeyi hissettim o an.
Ölmek ne demek biliyorum ama nasıl hissedilir bilmiyorum.Ama ,ama hissettiklerime eş değer olmalıydı.
Aklımda o kadar çok şey dönüyordu ki, sanki istem dışı işliyormuş gibi, sanki benim kontrolümde değilmiş gibi fikirlerim.
Evet yine otoban dolusu gürültüyü beynime sıkıştırdım. Başka kızmı yoktu be anasını satayım,üzülmeye değer miydi?
Değmişti sanki.Yine bok yoluna saplanmıştım.
O kadar çok şey düşündüm ki o kısacık zaman diliminde.Ve birden sanki herşeyden sıyrılıp gerçek hayata dönmüştüm.Birden duşa girmem gerektiği aklıma geldi.
Ve yeterince sakin bir şekilde kalktım.Suyu açtım,ve başımdan aşağı sanki tüm düşünceleri arındırmak istercesine dökmüştüm.Ama evdeki hesap çarşıya uymadı,sanki üzerime çıkmamak üzere yapışmıştı.
Ben ki hiçbir şekilde aglamayan ben,gözlerim dolmuştu.Ağlamak üzereydim,bıraktım kendimi.Ağladım.
Neden böyle bişey yaptığımı bilmiyordum.
Ağladım,sanki ölü birisininin arkasından feryat ediyormuşcasına.Beynimin derinliklerindeki savaştan sıyrılıp kendime gelmeye çalıştm.Duyduğum tek şey suyun şarıltısıydı.
Yaklaşık 1,5 saat kadar çıkmadım dışarı,suyu hiç kapatmadan oturdum.
Fark edilmiştim sanki.Ve sonunda çıktım dışarı.
Sanki köşedeki çıkmaz aralıkta elinde sopayla beni bekleyen iki zenci gibi bekliyordu annem ve babam.
Neler olabileceğini kestirebilirdim ama düşünmek bile istemedim.
"Ne yapıyorsun kaç saattir içerde"dedi annem "Birşey yaptığım yok duş aldım çıktım"dedim
"Sen agladın mı?" dedi babam "gözlerin kızarmış."
Anlamışlardı ne diceğimi bilemedim "Şampuan kaçmıştır"demekle yetindim sadece.
Ve söylemek istediklerimi içime atarak odama çekildim.
Şu "Aşk acısı"denen saçmalığı yaşıyordum sanki.Yaşama isteğimi kaybeder gibiydim.
Kaybettim ,zaten bir tek o kalmıştı bende o da gitti. "O" nun gibi çekip gitti.
En lazım olan zamanda.Buna bir çare bulmam lazımdı.Kendimi şarkılara vurdum.
Ya da onlar bana vurmuştu.Tekrar sarsıldım.Depremlere dayanıklı değildim ki bu benim daha ilk sarsılmamdı, ve ilkinde derbeder olmuştum.
Peki ben bu kadar şeyi aynı anda yaşarken sen napıyordun? Gez toz eğlen tabi.Ahmet kim ki, siktir et dimi ?

Sanırım en iyi yol bu siktir ettim bende seni kalbimden.Acımasız bir ev sahibi gibi.
"Çabuk boşalt kalbimi! Ve siktir git artık hayatımdan!"
Kendimce bunları söyledim.Tabi ki ona karşı bunları diyemezdim.
Bana "Geri dön" dese bütün aptallığımla koşarım ona
Galiba buna "AŞK" diyorlar..

1 yorum:

  1. Sana bunları yaşatan birine eğer geri dönüyorsan sen aşkın en güzel halini mutluluğun en saf ve temizini hak eden birisin.

    YanıtlaSil