28 Ağustos 2014 Perşembe
Yardım
Daha sana kaç kere söylemeliyim?Yani "Seviyorum" diyorum inanmıyorsun.Derdin ne?Acı mı çekmem lazım? Eğer istediğin buysa ki bence bu zaten ayrıldığımız günden beridir çekmediğim acı kalmadı.
Diyorsun ki "Sen başkasına aşıksın".Bunu sana kendim söylemediğim halde inanıyorsun da ,kendi ağzımla gözlerine baka baka "Seni seviyorum" dememe neden inanmıyorsun?İşine mi gelmiyor ?
Sen benim kürkçü dükkanımsın,dönüp dolaşıp geleceğim tek yer senın yanın.
Bak senin için defterler tutuyorum.Gelmediğin her gün için bir yaprak kopartıyorum.Ama acele et!Defter tükenmek üzere.Ve defterle beraber ben de tükeniyorum.
Mutlumusun anlatsana biraz.Ben yokken neler yapıyorsun mesela?Kiminle sinemaya gidiyorsun?Bensiz nasıl çay içiyorsun?Bak senden sonra yok olmuş gibiyim ben.Ne yaptığımın farkında olmuyorum genellikle.Sana yazdıklarımın haddi hesabı yok!Dön lan artık ! Dön amınakoyayım dön.Dön de yaşamaya sebebim olsun.
Sebebim olsana..
21 Ağustos 2014 Perşembe
En Çok Seni Sevdiğimden
Tekrar yaşamaya başlamıştım.Hayatın "BOK"tan ibaret olduğunu bile bile yaşamaya devam ettim.Elimi şişeye attım ,bitmişti.Sanki dokunduğum,sevdiğim herşey bir bir yitiyordu.Sen de gitmiştin.
Aslında bütün aptallık bendeydi.Boynuma geçirdiğim ipi çıkarmamalıydım.Ama seninle aynı evrende yaşama hissi beni engellemişti.
Evet yine "Bok"yolunda batıyordum.Hayatım sadece dört duvardan ibaretti, ha bide bir çift kulaklıkla bir kaç parça şarkı.Kimse neler yaşadığımın farkında değil ve olmayacakta.
Ve en büyük sorun şu ki;artık yazacak şeyler bulamıyorum.İnsanlar ve aptal düşünceleri beynimi sarsıyor.
Herşeyi ,herkesi kaybetmeye devam ediyorum
Sen hariç.Çünkü sana hiç sahip olmadım ben.Hiç tatmadım seni.Nasıl gezilir ,nasıl çay içilir seninle inan hiç bilmiyorum. Dedim ya "bok" yolunda batıyorum diye.
İnsan maalesef karar vererek aşık olamıyor.Bir bakmışsın olmuş..
Sen kaç kez ölürsen öl,tanrı bir sayar.
Böyle olmayacağını bildiğim halde canını alırmışcasına yapıştım.Buruşmuş ve rengi solmuş pahalı sigara paketinin içinde kalan bir dal sigarayla.Ben ateşledikçe sanki o "gelmeyecek amınakoyayım"dercesine tütüyordu.Gözlerimi buğulandırıp,elimi masada ki kadehe götürdüğümde bitmiş olduğunu anladım.Sanki dokunduğum herşey,sevdiğim herşey bir bir yitiyordu.Öyle bir rüzgar esti ki dert meyhanesine doğru o an anladım
En çok seni sevdiğimden,en çok seni yitirdim..
13 Ağustos 2014 Çarşamba
Çaresizliğin Senfonisi
Eve geç gelmiştim.Yorgun,sıkıcı ve sıcak bir günün sonunda iyi bir duşu hak ettiğimi düşünüyordum.
Tabi bilgisayarı actıktan sonra.Birden ne mi oldu? Emın ol bende bilmiyorum."Sevgilim var artık"yazıyordu.İnanmadım, inanamadım.
Daha düne kadar yüzüme karşı aşkım diyemiyordun, o kadar aptaldın ki sevdiğini bile söyliyemiyordun!
Sırılsıklam aşık iken .Bunu da arkadaşlarından öğrenmiştim ya zaten.Lanet olasıcalar.
Gözlerim doldu mu dolmadı mı pek bişey anlamadım.Hissetmek istemediğim her şeyi hissettim o an.
Ölmek ne demek biliyorum ama nasıl hissedilir bilmiyorum.Ama ,ama hissettiklerime eş değer olmalıydı.
Aklımda o kadar çok şey dönüyordu ki, sanki istem dışı işliyormuş gibi, sanki benim kontrolümde değilmiş gibi fikirlerim.
Evet yine otoban dolusu gürültüyü beynime sıkıştırdım. Başka kızmı yoktu be anasını satayım,üzülmeye değer miydi?
Değmişti sanki.Yine bok yoluna saplanmıştım.
O kadar çok şey düşündüm ki o kısacık zaman diliminde.Ve birden sanki herşeyden sıyrılıp gerçek hayata dönmüştüm.Birden duşa girmem gerektiği aklıma geldi.
Ve yeterince sakin bir şekilde kalktım.Suyu açtım,ve başımdan aşağı sanki tüm düşünceleri arındırmak istercesine dökmüştüm.Ama evdeki hesap çarşıya uymadı,sanki üzerime çıkmamak üzere yapışmıştı.
Ben ki hiçbir şekilde aglamayan ben,gözlerim dolmuştu.Ağlamak üzereydim,bıraktım kendimi.Ağladım.
Neden böyle bişey yaptığımı bilmiyordum.
Ağladım,sanki ölü birisininin arkasından feryat ediyormuşcasına.Beynimin derinliklerindeki savaştan sıyrılıp kendime gelmeye çalıştm.Duyduğum tek şey suyun şarıltısıydı.
Yaklaşık 1,5 saat kadar çıkmadım dışarı,suyu hiç kapatmadan oturdum.
Fark edilmiştim sanki.Ve sonunda çıktım dışarı.
Sanki köşedeki çıkmaz aralıkta elinde sopayla beni bekleyen iki zenci gibi bekliyordu annem ve babam.
Neler olabileceğini kestirebilirdim ama düşünmek bile istemedim.
"Ne yapıyorsun kaç saattir içerde"dedi annem "Birşey yaptığım yok duş aldım çıktım"dedim
"Sen agladın mı?" dedi babam "gözlerin kızarmış."
Anlamışlardı ne diceğimi bilemedim "Şampuan kaçmıştır"demekle yetindim sadece.
Ve söylemek istediklerimi içime atarak odama çekildim.
Şu "Aşk acısı"denen saçmalığı yaşıyordum sanki.Yaşama isteğimi kaybeder gibiydim.
Kaybettim ,zaten bir tek o kalmıştı bende o da gitti. "O" nun gibi çekip gitti.
En lazım olan zamanda.Buna bir çare bulmam lazımdı.Kendimi şarkılara vurdum.
Ya da onlar bana vurmuştu.Tekrar sarsıldım.Depremlere dayanıklı değildim ki bu benim daha ilk sarsılmamdı, ve ilkinde derbeder olmuştum.
Peki ben bu kadar şeyi aynı anda yaşarken sen napıyordun? Gez toz eğlen tabi.Ahmet kim ki, siktir et dimi ?
Sanırım en iyi yol bu siktir ettim bende seni kalbimden.Acımasız bir ev sahibi gibi.
"Çabuk boşalt kalbimi! Ve siktir git artık hayatımdan!"
Kendimce bunları söyledim.Tabi ki ona karşı bunları diyemezdim.
Bana "Geri dön" dese bütün aptallığımla koşarım ona
Galiba buna "AŞK" diyorlar..
12 Ağustos 2014 Salı
Tavsiye
Bak, en iyisi ne yap biliyor musun?
Sevgini, görmeyi hakedene göster. Gösterdiğin sevginin değerini bilmeyene değil. Seninle olduğu için her gün mutlu olan insanlarla ol.
Bahaneler arayıp hayatından çıkmaya çalışanlarla değil.
Ve benden küçük bir tavsiye;
Ne herkesi adam yerine koyup güven, ne de herkesi adam yerine koy
11 Ağustos 2014 Pazartesi
Ama sen,yine yoksun
Sonra sen kendi yolunu çizdin. Benim ilkokulda resmim zayıftı, pek bir şey çizemedim. Bir işe girdim. Talas'da bir eve taşındım ve sigarayı bıraktım. Bulaşık makinem var, alttan iki dersim var, bir kitap projem var ve sen yoksun.
Bir Film Sahnesi
Sevmekte yorulur, defalarca sana anlatmak istediğim şey buydu aslında. Bir elin hep kapının kulpunda olduğu için anlayamadın sen beni.O kapıdan ne zaman çıkacağını bilmediğim için yoruldum, tıpkı dolabın kapağını açtığımda migrenimi dindirecek ağrı kesiciyi bulamayacağımdan korktuğum gibi yaşadım her şeyi.Hiç bir şeyin garantisi olmayan bu dünyada, belki de garanti istemekti benimkisi.Hep seninle sınanmaktan yoruldum aslında.Çok sevdiğim o filmi izlerken ağlayacağımı bile bile tekrar izlemek gibi. ''Bir daha izleme demiştin sen bana, yorulmadın mı hala?'' ''Film bunlar gerçek hayatta yok öyle şeyler takılma bu kadar.'' Haklıydın aslında, şimdi o filmi seyretmememin sebebi, onu sevmekten yorulduğumu anladığımda bitti.Bir film sahnesiydi hepsi.
2 Ağustos 2014 Cumartesi
Bir nevi sen
Sonra içime ve hatta dışıma kapandım. Küsmek gibi bir şey. Bir çeşit gölge fesleğeni. Bir çeşit olmayan hayat. Zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim. Epeyce göçebe yaşadım, sadece iki valizim oldu.. Bir yığın insan tanıdım. Ama hep yalnızdım.
En Çok Seni Sevdiğimden
Böyle olmayacağını bildiğim halde canını alırmışcasına yapıştım buruşmuş ve renği solmuş pahalı siğara paketinin içinde kalan bir dal sigaraya,
Ben ateşledikçe sanki o ' gelmeyecek amınakoyayım ' dercesine tütüyordu gözlerimi buğulandırıp, elimi masada ki kadehe götürdüğümde bitmiş olduğunu anladım, sanki dokunduğum, sevdiğim herşey bir bir yitiyordu, öyle bir rüzgar esti ki dert meyhanesine doğru, o an anladım,
En çok seni sevdiğimden, en çok seni yitirdim .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)