BİL İSTERİM
Günaydın tapılası güzellik.
Uyuyamadım sen mışıldarken bütün gece ben.
İzledim dakikalarca televizyon aydınlığında seni.
Ezberledim...
Saçlarını,akmış rimelini,göbek deliğini,elmacığını,parmak uçlarını...
Serçe parmaklarındaki ojelerde de kaldım uzunca bir süre...
Şirin ve minik iki serçeciktiler sanki.
Benim için serenat yapıyorlardı sen kıpırdadıkça.
Gülümsedim ve bir buse bıraktım sol serçeciğe, seni uyandırmadan...
Kokunu doldurdum sonra,nikotinden arda kalan boşluklarıma.
İç geçire geçire...
''Tanrım ne güzel kadın'' diye diye..
''Kusuru neresindedir'' batıllığında ve aptallığında dolaşa dolaşa.
Uyuyan sen,rüyadaki bendim o anlarda...
''Aşk ne kadar da yakışıyor sana'' dedim sessizce.
''Bundan beş tane beslerim yahu'' esprisi bile yaptım kendime bir tane.
Sıfırses kahkahalarımla kaynattım sabaha karşımı kendi kendime.
''Mutluluğa bak len'' dedim içimdeki muzur ''Angaralı bebeye''.
Yorgun ve uykusuzdum sadece ,lanet ve aksi değildim o şair gibi.
Kuş cıvıltılarıyla karışık kalp gurultularıyla kendime geldim ardından.
Çok mutluydum uyuyan tapınılası güzelliğimle ben.
Huzur doldurdum ruhuma bir sürü.
Birazda geçek koymalıydım ama,değil mi yanına.
Son,hızla yaklaşıyordu zira.
Hissedebiliyordum.
Kalktım ben de yanından usulca.
En derininden hırıltılı bir soluk aldım eşikte.
Çay yaptım tavşan kanı.
Kahvaltı hazırladım.
Son bir defa saçlarına dokundum,kokladım.
Bir de sağ serçecikle vedalaştım.
Huzurun bir tutamını bırakıp yerine bir kaç gerçek alıp çıktım.
Senden çok etkilenmiştim,
Erimiştim,eğrilmiştim ve sarhoşlamış...
Ruhumu bedeninden olabildiğince uzak tutmalıyım kafasındaydım.
Konuşup seni hırpalamamalıyımla karışık.
Zaaflarıma yenilme riskini alamadım ya da ,anla işte.
Sen nasıl özetlersen...
Ben kağıda söyledim sana söylemediklerimi.
Susmalıydım belkide bilmiyorum.
Söyledim.
Çünkü bil istedim.
Aşk yoksa, tenim bakir kalsın istedim.
Aşksız her şey yavan oluyor bende,hisset istedim.
Arama,açmayacağımı bil istedim.
Kalbimi gözlerim gibi boyayamazsın,bil istedim.
Şunu bil istedim bir de;
Kendi çapında güzeldi senin aşk oyunların.
ama kalbimi bir derece bile ısıtamadı emin ol yatak kompozisyonların.
Kullanılmış hissettirdi kendimi.
Hatta kirletilmiş.
Ben de;senin güzelliğine kendi aşkımı giydirip polyannacılık oynadım.
Tapındım sana.
Senin gibi ben de,sadece bedenini kullandım.
''Piç'' olsam ,kalem yerine ,bir bardak çay da kendime alırdım unutma.
O yüzden yorma nefesini, çınlamaz benim kulaklarım.Bil istedim.
Tapılacak kadar güzelsin,bil isterim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder